27 Ekim 2019 Pazar

Algılama gücü

Benim algılama gücüm ile ben bir şeyi kırmızı görüyorum aslında o kırmızı mıdır. Yani başka gezenden biri gelse o kırmızı mıdır. Alıgılamadan bağımsız bir şey var ise işte o hakikattir bu bizden bağımsızdır.
Bu çağda yaşayan insanlar olarak gerçek diye anlatılanları gerçek diye anlayabilme, seçebilme gücümü var mı bu bana yaşama namusu bakımından çok önemli geliyor. Yalanlar ile mi yaşıyoruz yoksa bazı şeyleri gerçek diye mi gösteriyorlar.
Biz bir takım kaynaklardan alıyoruz bilgileri, bunlar bize ne kadar doğru söylüyorlar. Birilerini haklı buluyoruz birilerini haksız buluyoruz. Bir şeyleri bilmeliyiz ki haklı haksız bilmeliyiz. Biz şahit olsak o zaman bile emin değiliz. Aldatılmış olabiliriz. Gerçeklik nedir? zor sorudur. Yalan ile doğru olanı nasıl ayırt ederiz gerçekler ile yaşamak için gerçeğin peşinde olmalıyız. Gerçek ile gerçek olmayanı nasıl ayırabiliriz diye düşünmelidir.
Her bildiğimizi gerçek olarak mı bakmalıyız. Gerçeklik çok çeşitli olarak ele alınacak bir konudur realite ya da verite diyebilmeliyiz. Bir şeyi real olarak kabul etmek mutlaka doğru olması anlamına gelmez. Daha önce güneşin dönmediği söyleniyordu bu gerçekti ama doğru değildi, bütün mesele burada sanırım.
https://www.buradasin.com

İyi ve güzel şeyler

İyilik arttığı zaman kötülük kendiliğinden yok oluyor. iyiliğin çoğalması için çalışanlar kötülüğün yok olması için en iyi sini yapıyorlar.
Merkez Efendi Sümbül Efendinin talebesi o dönemdeki büyük zatalardan. Sümbül efendi kendisinden sonrasını halife bırakmak için talebelerine, Allah’ın yerinde olsanız ne yaprasınız diye soruyor. Merkez Efendi ben herşeyi merkezinde bırakırdım diyor ve Sümbül Efendi’den sonra sorumlu kişi oluyor.
İyiler çalışmadığı zaman kötüler çıkar. İyi şeyleri çıkarmak emek ve yatırım ister. İnsan beyni vadideki verimli toprak gibi sulanmazsa kurur. Bir bölgesini sularsanız orası verim veriri. Yatırım yapan emek verilen her şey güzelleşir.

Tarım ölüyor

Milli gelir dağılımın payı gittikçe düşüyor. Yani tarım ile uğraşan zenginleşeceğine fakirleşti. Fakirleşen köylüler arkasına bakmadan göç etti ve göç edenlerin çocukları da köyü çoktan unutmuş.
İmece diye bir şey vardır köylerde. Şimdi köylerde insan olmadığı için borçlara girip faiz ile büyük makinalar alıp çalışıyor makine paralarını ödemeye çalışıyorlar. Köylü vatandaş çalışıyor doğru parayı bankaya götürüyor karnı zor doyuyor. Tarımda gerileme var ve Türkiye tarımla uğraşmak istemiyor. Alışveriş merkezlerine gitmek istiyor herkes. Gübre kokusu yerine insanlar parfüm kokusunu tercih ediyor. Artık tarlalarda yılan ve farede yok. Çünkü doğal diye bir şey kalmadı. Doğal kalmadığı için hayvanlar bile artık tarlalarda gezmiyorlar. Dışarıda sattığımız ürünler belirli kurallara bağlı olduğu için üretileni dışarıya da satamıyoruz.
Dışarıdaki tohumlardan alış veriş yaptığımız için toprakta boynunu bükmüş durumda. Artık çiftçinin insafına kalmış.

İzlenim bırakmak

İlişkilerde değişim ve gelişimde yakalanılması gereken en önemli şey bire bir ilişkidir. Bir insana baktığınızda karizmatik dediğiniz şe...